ilk beğenen sen ol
American Gods 1.Sezon 3.Bölüm
Ekleyen Varian Wrynn / 06 Haz 2017 tarihinde yayınlandı
American Gods 1.Sezon full hd olarak videoseyredin kalitesiyle izleyin. Üstelik reklamsız bir şekilde! American Gods 1.Sezon 3.Bölüm izle
DAHA FAZLA
Site Yorumları
Çevirmen Bilgileri
Çeviri Notları
Öncelikle çeviri ve 2. bölüme eklediğim not için gelen güzel mesajlar ve destek için herkese çok teşekkür ederim. Umarım diğer bölümlerde de vakit bulup açıklayıcınotlar ekleyebilirim.
Bu notun konusu Çarşamba karakteriyle özdeşleşen tanrı Odin. Çünkü Odin'i anlamak Çarşamba'nın nasıl biri olduğu hakkında ipuçları veriyor ve onun ekseninde dizininnasıl şekilleneceği konusunda da biraz fikir veriyor. Ayrıca dizideki pekçok detayı ve göndermeyi de açıklıyor. Önceki notta karakterlerle ilgili yeterince açıklamayaptığım için bu notta karakterlere değinmeyeceğim. Sonraki bölümlerde, karakterler hakkında paylaşılmasını düşündüğüm ilginç detaylar görürsem elbet paylaşırım.Ayrıca yine bazı metaforlar ve ufak tefek birkaç detay bilgi olacak.
/////Spoiler yok. Rahatça okuyabilirsiniz\\\\\
*Odin kimdir? Nedir? Ne iş yapar? Ne işe yarar? Hikayesi nedir?
Odin İskandinav mitolojisindeki ve paganizm inancındaki en büyük tanrıdır. Savaş, bilgelik, ölüm, sağlık, darağacı, büyü, şiir ve alfabe tanrısıdır. "All father" yani alfadır. (Alfa erkek teriminin buradan türedeğini düşünüyorum.) Herkesin babasıdır. Tanrıça Frigg'in kocasıdır. Asgard'ın hükümdarıdır. Kısacası kendisi ilahtır, ilah! (Meereen kraliçesi, Yedi Diyar'ın Koruyucusu, Büyük Deniz'in Khaleesi'si, Zincirlerin Kırıcısı, Ejderha Kayası'nın prensesi) Neyse daha şakanın sırası değil. 2. bölümde Czernobog kendisine Votan diye sesleniyordu. Votan, Odin demek. Önceki notta adının kökenini açıklamıştım. Votan ismi, Woden ismine benziyor zaten. (Bilmeyenler için Woden, Odin demek. Wednesday kelimesinin kökeni Woden's Day.)
Kimdir bu Odin? İskandinav mitolojisinde Odin bir gözü görmeyen, uzun sakallı bir adam olarak tasvir edilir. Elinde "Gungnir" denen bir mızrağı vardır. Bir pelerin ve geniş bir şapka giyer. Yanında daima hayvanları vardır. Bu hayvanlar "Geri" ve "Freki" isimli kurtlar ve "Huginn" ve "Muninn" isimli kuzgunlardır. (Zaten daha önce gördüyseniz, dizinin Çarşamba'yı tek gösteren bir afişinde omzunda bir kuzgun var. Ayrıca 2. bölümdeki araba sahnesinde arabanın yanında bir kuzgun gölgesi görünüyor.) Kuzgunlar, Odin'e dünyadan haber getirirler. (Shadow'un hapisten yeni çıkmasını, karısının ve arkadaşının öldüklerini filan bu şekilde biliyor.) Sekiz ayaklı bir küheylana veya ata biner. Atın ismi "Sleipnir." (Kendine has vintage klasik Amerikan arabasının önemi buradan geliyor.) Bu atla gökyüzüne (cennete) veya yeraltına (cehenneme) gidebiliyor. Ayrıca Odin sık sık gezintilere çıkmasıyla da bilinir. Hatta "Odin the Wanderer" yani "Gezgin Odin" olarak da bilinir. (Bu da arabayla Amerika'nın altını üstüne getirmelerini açıklar. Sürekli arabada, sürekli başka bir şehirde.)
Odin daima bilginin ve bilgeliğin peşindedir ve genellikle bunu belli etmemeye çalışır. Bilgeliğe ulaşmak için yaptığı en bilinen şeylerden biri "Mead of Poetry'i" çalmasıdır. "Mead Of Poetry"'nin Türkçesi "Şiir Çimeni"'dir. Bunun bağlantısı ilk bölümde Shadow'a içirdiği içki. Hatırlarsanız ilk bölümde Shadow'la barda anlaşma yaparken ona bilgelik içkisi diye bir "Mead" içirmişti. Çimen diye çevirmiştim. Bu Mead veya Çimen metaforu genellikle Odin'in "sahip olma" haliyle ilişkilendirilir. Bunu çalmak için daha doğrusu ona sahip olmak için çok uğraştığı için kendisine sahip olma tanrısı da denir. Neyse çok uzattım. Bu Mead, Odin'e şiirsellik ve bilgi verir. Yani o cillop gibi kadınları biraz da bunun sayesinde tavlar. Shadow'u veya başka birini bunun sayesinde ayartır. Zaten dizide kendisini sık sık elinde küçük bir bardakta içki içerken görürüz. Bana kalırsa sebebi bu.
Karısıyla sık sık bahse tutuşur. Çevresindekileri kötüye kullandığında veya manipüle ettiğinde olacakların sonucu hakkında veya neye sebebiyet vereceklerini tahmin edip, karısıyla iddiaya girer. Bu da dizide Shadow'u yazı tura oyununda yenmesidir. Nasıl manipüle edeceğini bildiği için, yazı turanın sonucunu da bilir ve bu sefer karısı yerine Shadow'la iddiaya girer. İddiayı kaybeden Shadow, bildiğiniz üzere, Çarşamba'nın adamı olur.
Dünyanın kurucusu sayılır. Odin, Ymir'in vücudundan Dünya'yı, kanından okyanusları, kemiklerinden dağları, saçından ağaçları, beyninden bulutları, kafatasından cenneti ve kaşlarından ise insanların yaşadığı yeri, yani Midagard'ı yaratmıştır ve iki insana can vermiştir: "Ask" ve "Embla." Bizim Adem'le Havva gibi. Ayrıca Dwarf denen cüceleri de Odin'in Ymir'den yarattığı söylenir. (Ymir konusunda Asgard-Vanir Savaşı ve Jötunn detayları var ama onları anlatmaya gerek yok.)
Odin ayrıca insanoğlunun kullandığı "Runes" denen Runik Alfabe'yle de bağlantılıdır. Sırf 24 harfi öğrenmek için önceki notta anlattığım "Yggdrasil" denen Dünya Ağacı'nda 9 gece asılı kalmıştır. Sırf insanoğluna yazıyı öğretmek için bu çileye katlanmıştır. Elinde tuttuğu mızrağı da bu ağaçta 9 gün asılı kaldıktan sonra kurtulduğunda ağaçtan kopardığı bir daldan yapmıştır. Tek gözünün görmemesi de yine bilgelik uğrunadır. Kendisi Bilgelik Pınarı'ndan su içerek bilgeliğini arttırmak için bir gözünü feda etmiştir. Ayrıca "Poetry" denen "Şiirsellik" konusunda da insanlara çok hizmet etmiştir. Şiirsellik deyince aklınıza sadece edebiyat gelmesin. Güzel konuşmak, hikaye anlatabilmek, müzik yapabilmek vs. konuşmaya dayalı her türlü işi ve eylemi kapsayan bir kelime. İnsanlara şiirselliği kazandırabilmek için de çok cefa çekmiştir kendisi. (O yüzden arabada kadınları nasıl tavladığının sırrını Shadow'a "Cazibe." diye açıklar ve "Her şey gibi sonradan öğrenilebileceğini" söyler. Çünkü bunun için ağaçta asılı kalmış ve öğrenmiş ve öğretilebileceğini düşünüyor.)
Gelelim Einherjar'a. "Valkyrie" denen, kanatlı atlarla uçan melekler savaşta ölenleri Valhalla'ya götürür. Valhalla bir nevi cennettir. Cennet denemez ama onun gibi algılanabilir. Valhalla'nın hükümdarı Odin'dir. Valkyrie'lerin savaşta ölenlerden seçip, Valhalla'ya götürdüğü kahramanlara Einherjar denir. Savaşta ölenlerin bir kısmı da "Freyja" tarafından hükmedilen Folkvangr'a götürülür. Bunun şu an için konuyla pek ilgisi yok. Neyse Valhalla'ya getirilen ölülere "Mead" içirilir. (Dikkat ettiyseniz Mead önemli bir sembol. Shadow da içti. Çarşamba içirdi.) Valhalla'da toplanan Einherjar denen kahramanlar, krallar ve tanrılar Ragnarök'ten önce Odin'in hazırladığı bir ordudur. Ragnarök, İskandinav mitolojisinin çok önemli bir parçasıdır. Ragnarök, bizim tabirimizle mahşer günü, kıyamet günü gibi bir şeydir. Tanrıların öleceği, dünyanın yıkılacağı, kısacası - af buyurun- her şeyin amına konulacak savaştır. (Bence dizide bahsedilen eski tanrılarla yeni tanrıların savaşı Ragnarök'tür. Ama bence yani kesin bir şey değil.) Savaş Eski Edda'da şöyle anlatılmıştır: "Kimse kimseye merhamet etmeyecek. Kardeş kardeşe kıyacak ve kan her yeri kızıla boyayacak." Tanrılar ölecek, dünya suyun altında kalacak ve tekrar yükselerek yeni bir hayatın başlangıcı olacak. Olayı başlatanlardan biri de Loki'dir. İşte bu savaşta Heimdall, "Gjallar" isimli borusunu üfleyerek Odin'i, çocuklarını ve Valhalla'daki kahraman Einherjar'ları savaşa çağıracak. Dokuz dünyanın her yanından cüceler, elfler, tanrılar, devler ve cinler savaşın yapılacağı Vigrid isimli uçsuz bucaksız ovaya gelip, kapışacaklar.
Savaşla ilgili acayip detaylar vermek istemiyorum. Kim ölüyor, kim kalıyor, kim kimi düdüklüyor, kim hangi yaratığı öldürüyor vs. bir ton detay ve hikayesi var. Eğer dizi gerçekten tanrılar arası savaşla Ragnarök'ü kastediyorsa neler olacağını izleyip birlikte görelim. Ancak Neil Gaiman ve senaristler her şeyi yüzde yüz mitollojiye bağlamıyorlar. Hatta senaristler 4. bölümden sonra kitaptan uzaklaşılacağını söylüyorlar. Yani savaştan kasıt Ragnarök olmayabilir. Olaylar burada yazılanlar gibi cereyan etmeyebilir. Ama çok merak edenler internettte bir sürü detay bulabilirler. Sonuçta İskandinav'lar için çok önemli ve tüm dünyanın bildiği popüler bir olay. (Maya takvimi geldi aklıma :d 2012'de dünyanın sonu geliyordu ya Maya takvimine göre. hajhajhahajs gel de gülme.) Neyse. Benim naçizane iki tane kişisel yorumum var. Birincisi şu: İlk bölüm sonunda Shadow, Technical Boy'un linç ekibi tarafından bir ağaca asılmıştı. Bence Shadow orada öldü ve Valhalla'ya gitti. Hatta onu Valhalla'ya götüren Valkyrie meleği de rüyasına giren karısıydı. Valhalla dediğim de yine Amerika. Tabii Çarşamba'nın hükmünde. Diğer tanrılar da Valhalla'da. Çarşamba tek tek onları savaşa hazırlıyor. Tabii bu yorum biraz uçuk. Yani ben bile pek ihtimal vermiyorum. Keşke böyle olsa ama pek mümkün değil :(
İkinci yorumum ise Shadow, linç ekibi tarafından asıldığında gerçekten ölmedi. Çünkü ilmik kopmuş ve Shadow yere düşmüştü. Normal bir şekilde hayatına devam ediyor. Hala saf saf, ne olduğundan habersiz Çarşamba'nın "gölgesi" olarak takılıyor.
Savaşın sonunda Odin'e ne olduğunu, nereye geldiğini, kiminle ne yaşadığını yazmayacağım. Çünkü Çarşamba birebir Odin uyarlaması ise sonunu izleyerek öğrenmek daha iyi.
Yahu bir de sürekli dokuz dünya dedik. Midgard dedik, Asgard dedik. Neymiş bu dokuz dünya? Dünya ağacının birbirine bağladığı dokuz dünya:(1) Asgard, tanrıların semavi dünyası.(2) Alf-heim, güzel elflerin ve ruhların yaşadığı ışık alemi.(3) Nifl-heim, kuzeydeki soğuk ve karanlıklar alemi.(4) Jotun-heim, doğudaki devler alemi.(5) Midgard, orta dünya, insanlar alemi.(6) Vana-heim, batıdaki vaneler alemi.(7) Muspells-heim, güneydeki ateş alemi.(8) Svart-alfa-heim, yeraltındaki hilebaz elflerin karanlın alemi.(9) Hel-heim, evrenin en altındaki soğuk, ölüler alemi.
Türkçesi, burası İskandinav tanrılarının dünyası.
************ŞİMDİ DÜZELTME*******************
Bir önceki notta Loki'nin Odin'in oğlu olduğunu yazmışım. Kusura bakmayın ya. Ben de şimdi tekrar bakınca gördüm. Loki, Odin'in oğlu filan değildir. Hep Marvel serisiyüzünden oluyor bu hatalar. Orada gidip, Thor'la Loki'yi kardeş yapmışlar, Loki'yi Odin'in oğlu yapmışlar. Olacak şey mi mk? :@ Ah Avengers ah! Hep senin yüzünden.Neyse LOKİ, oDİN'İN OĞLU DEĞİLDİR. Karışıklık için özür dilerim. Loki, Odin'den tamamen bağımsız bir adamdır. Çakalın tekidir. Kan bağı filan yoktur. Onun dışındaLoki ile ilgili yazdıklarımda yanlış yok. Kesin bilgi.
***********DÜZELTME BİTTİ********************
2. bölümle ilgili birkaç metafor ve detay.
AÇILIŞ JENERİĞİNİN SONUNDAKİ SİMGE: Jenerik biterken en son görüntüde tüm mitolojilerin simgeleri alt alta sıralanmış bir şekilde görünüyor. Ancak en tepede ne var? "Totem Pole" denen bir Totem Direği var. Totem direği denen olgu hangi kültüre ait? Kızılderili'lere ait! Kızılderili'lere. Bir önceki notta gözlerinden ateş çıkan bufalo hakkında yazdıklarımı destekler nitelikte bir metafor. Tekrar burada yazmam çok vakit alacağından, bir önceki nottaki metaforlar kısmına bir göz atmanızı tavsiye ederim.
İKİNCİ BÖLÜMÜN ADI "KAŞIĞIN GİZEMİ": Secrets of The Spoon - Kaşığın Gizemi, Czernobog'un bölüm sonundaki dama oyunu esnasından söylediği şarkıdan geliyor. Şarkının sözlerini bulamadım. Çünkü bu bölüm için uydurulmuş, aslında varolmayan bir şarkı. Yani özel bir tarihi veya anlamı yok.
ÖRÜMCEK: Açılıştaki gemi sahnesinde sık sık gözümüze sokulan örümcek. Bir önceki notta Bay Nancy'nin veya Anansi'nin kim olduğunu yazmıştım. Kendisi örümcek şeklinde tasvir edilen bir Afrika tanrısı. İnsanları ağına düşürür. Yine düşürüp, gemiyi yaktırıyor. Kölelerden birinin "Sen olayların içinden zarar görmeden sıvışmayı bilirsin." demesinden anladığımız üzere, gemi yandığında sahilde sapasağlam bir örümcek görüyoruz ve bu da Bay Nancy'nin yanan gemide ölmediğinin ispatı. Örümcek olarak kaçtı kendisi. Ayrıca kölelerden biri "Seni göremesek de sesimi duyduğunu biliyorum." diyordu ve Bay Nancy'nin apansız ortaya çıkıyordu. Bence gemide gösterilen örümcek Bay Nancy'nin ta kendisi idi. İnsana dönüştü ve ortaya çıktı. "Biz görmesek de."
STRANGE FRUIT: Kanlı meyve diye çevirdiğim tamlama. Shadow, Çarşamba'yla konuşurken beni ağaca Strange Fucking Fruit gibi astılar diyor. Kanlı meyve olarak çevirdim. Çünkü bir şiir göndermesi. Şiir de şöyle:
southern trees bear strange fruit,blood on the leaves and blood at the root,black bodies swinging in the southern breeze,strange fruit hanging from the poplar trees.pastoral scene of the gallant south,the bulging eyes and the twisted mouth,scent of magnolias, sweet and fresh,then the sudden smell of burning flesh.here is fruit for the crows to pluck,for the rain to gather, for the wind to suck,for the sun to rot, for the trees to drop,here is a strange and bitter crop
Şiirde köleliğe ve çürümüş topluma bir gönderme var. "Güney'deki ağaçlarda tuhaf bir meyve yetişir. Yapraklarında ve kökünde kan vardır. Siyahiler asılmıştır, sallanırcesetleri rüzgarda." diye giden bir şiir. Şu an hepsini tercüme edemeyeceğim maalesef :(
KAFEDE ÇARŞAMBA'NIN KONUŞTUĞU ADAM: Shadow alış veriş yapmaya gittikten, Medya'yla televizyonda konuştuktan sonra Çarşamba'nın yanına geldiğinde, Çarşamba'nın konuştuğu adam gözlerinde ateş göstererek Shadow'un yanından geçip gitti. O kişi geçen notta bahsettiğim "Cin." Bizim cin işte. Üç harfli olan. İfrit. Gözlerinden ateş çıkması da bunun kanıtı. Kendisi her insan gibi topraktan değil ateşten yaratılmıştır.
ÇARŞAMBA'NIN ZORYA VE CZERNOBOG'A HEDİYELERİ: Hediyeler özel olarak büyük anlamlar ifade etmiyorlar. Ediyorlarsa da ben bilmiyorum. Ancak tahminim Çarşamba, tanrılarla konuşmaya gideceği için onlara bir nevi "adak" getirmiş.
ZORYA KARDEŞLER: Geçen notta üç kardeş olduklarını ve savaşta, savaşçılara koruyuculuk yaptıklarını söylemiştim. Aynı zamanda kıyamet köpeğinin de bekçileridirler. İlginç detay ise Çarşamba'nın birine vodka, birine kitap ve diğerine "dürbün" alması. Vodka ve kitabın önemini bilemiyorum ancak koruyucu görevdeki ve yıldızları izleyip fal bakan bu kardeşler için dürbün hediyesi almak biraz anlamlı geldi. Sonuçta hepsi birer yıldızla ilişkilendirilmişler ve bekçilik yapıyorlar. Dürbün hem bekçilik için kullanışlı hem de gökyüzüne bakmak için. Yani dizide bunu nasıl işleyeceklerini birlikte göreceğiz ancak dürbün hediyesi biraz manidar.
SHADOW'UN DUŞ ALDIĞI SAHNE: Uzun uzun Shadow'un duş almasını gösterdiler. Sırf adamın kaslı vücudunu göstermek için değildi. Shadow'un duş alması ve suya bolca sabun koyup köpürtmesi tesadüf değil. Bunun ne olduğunu açıklamayacağım ancak aklınızın bir köşesinde Shadow ve duş bağlantısı kalsın.
3. bölümde Anubis'in kim olduğun önceki notta yazmıştım. Duat diye bahsettiği yer ise, Mısır mitolojisinde yer altı dünyasıdır. İnanca göre gece boyunca Güneş, battığı yöne olan batıdan doğuya doğru Duat'ta yolculuk eder. Ayrıca Duat ölü ruhların Osiris tarafından yargıladığı yerdir. Bu yargılama Hakikat'i temsil eden bir tüy yardımıyla yapılır. Günahları nedeniyle ağır gelen ruhlar Ammit tarafından yenir.
Bölümün adı ise "Head Full Of Snow." Yani "Kafa dolusu kar, çok fazla kar vb. anlamlara geliyor. Ancak bir Rolling Stones şarkısı göndermesi olduğu için, ben de "Her Yerde Kar Var" diyerek çevirerek Nilüfer şarkısına gönderme yapmış oldum :)
Daha kapsamlı bir not olmadığı için kusura bakmayın. Bu bölümlük maalesef bu kadar :|
İyi seyirleremrhncmtwitter.com/mrhnvm
Bu notun konusu Çarşamba karakteriyle özdeşleşen tanrı Odin. Çünkü Odin'i anlamak Çarşamba'nın nasıl biri olduğu hakkında ipuçları veriyor ve onun ekseninde dizininnasıl şekilleneceği konusunda da biraz fikir veriyor. Ayrıca dizideki pekçok detayı ve göndermeyi de açıklıyor. Önceki notta karakterlerle ilgili yeterince açıklamayaptığım için bu notta karakterlere değinmeyeceğim. Sonraki bölümlerde, karakterler hakkında paylaşılmasını düşündüğüm ilginç detaylar görürsem elbet paylaşırım.Ayrıca yine bazı metaforlar ve ufak tefek birkaç detay bilgi olacak.
/////Spoiler yok. Rahatça okuyabilirsiniz\\\\\
*Odin kimdir? Nedir? Ne iş yapar? Ne işe yarar? Hikayesi nedir?
Odin İskandinav mitolojisindeki ve paganizm inancındaki en büyük tanrıdır. Savaş, bilgelik, ölüm, sağlık, darağacı, büyü, şiir ve alfabe tanrısıdır. "All father" yani alfadır. (Alfa erkek teriminin buradan türedeğini düşünüyorum.) Herkesin babasıdır. Tanrıça Frigg'in kocasıdır. Asgard'ın hükümdarıdır. Kısacası kendisi ilahtır, ilah! (Meereen kraliçesi, Yedi Diyar'ın Koruyucusu, Büyük Deniz'in Khaleesi'si, Zincirlerin Kırıcısı, Ejderha Kayası'nın prensesi) Neyse daha şakanın sırası değil. 2. bölümde Czernobog kendisine Votan diye sesleniyordu. Votan, Odin demek. Önceki notta adının kökenini açıklamıştım. Votan ismi, Woden ismine benziyor zaten. (Bilmeyenler için Woden, Odin demek. Wednesday kelimesinin kökeni Woden's Day.)
Kimdir bu Odin? İskandinav mitolojisinde Odin bir gözü görmeyen, uzun sakallı bir adam olarak tasvir edilir. Elinde "Gungnir" denen bir mızrağı vardır. Bir pelerin ve geniş bir şapka giyer. Yanında daima hayvanları vardır. Bu hayvanlar "Geri" ve "Freki" isimli kurtlar ve "Huginn" ve "Muninn" isimli kuzgunlardır. (Zaten daha önce gördüyseniz, dizinin Çarşamba'yı tek gösteren bir afişinde omzunda bir kuzgun var. Ayrıca 2. bölümdeki araba sahnesinde arabanın yanında bir kuzgun gölgesi görünüyor.) Kuzgunlar, Odin'e dünyadan haber getirirler. (Shadow'un hapisten yeni çıkmasını, karısının ve arkadaşının öldüklerini filan bu şekilde biliyor.) Sekiz ayaklı bir küheylana veya ata biner. Atın ismi "Sleipnir." (Kendine has vintage klasik Amerikan arabasının önemi buradan geliyor.) Bu atla gökyüzüne (cennete) veya yeraltına (cehenneme) gidebiliyor. Ayrıca Odin sık sık gezintilere çıkmasıyla da bilinir. Hatta "Odin the Wanderer" yani "Gezgin Odin" olarak da bilinir. (Bu da arabayla Amerika'nın altını üstüne getirmelerini açıklar. Sürekli arabada, sürekli başka bir şehirde.)
Odin daima bilginin ve bilgeliğin peşindedir ve genellikle bunu belli etmemeye çalışır. Bilgeliğe ulaşmak için yaptığı en bilinen şeylerden biri "Mead of Poetry'i" çalmasıdır. "Mead Of Poetry"'nin Türkçesi "Şiir Çimeni"'dir. Bunun bağlantısı ilk bölümde Shadow'a içirdiği içki. Hatırlarsanız ilk bölümde Shadow'la barda anlaşma yaparken ona bilgelik içkisi diye bir "Mead" içirmişti. Çimen diye çevirmiştim. Bu Mead veya Çimen metaforu genellikle Odin'in "sahip olma" haliyle ilişkilendirilir. Bunu çalmak için daha doğrusu ona sahip olmak için çok uğraştığı için kendisine sahip olma tanrısı da denir. Neyse çok uzattım. Bu Mead, Odin'e şiirsellik ve bilgi verir. Yani o cillop gibi kadınları biraz da bunun sayesinde tavlar. Shadow'u veya başka birini bunun sayesinde ayartır. Zaten dizide kendisini sık sık elinde küçük bir bardakta içki içerken görürüz. Bana kalırsa sebebi bu.
Karısıyla sık sık bahse tutuşur. Çevresindekileri kötüye kullandığında veya manipüle ettiğinde olacakların sonucu hakkında veya neye sebebiyet vereceklerini tahmin edip, karısıyla iddiaya girer. Bu da dizide Shadow'u yazı tura oyununda yenmesidir. Nasıl manipüle edeceğini bildiği için, yazı turanın sonucunu da bilir ve bu sefer karısı yerine Shadow'la iddiaya girer. İddiayı kaybeden Shadow, bildiğiniz üzere, Çarşamba'nın adamı olur.
Dünyanın kurucusu sayılır. Odin, Ymir'in vücudundan Dünya'yı, kanından okyanusları, kemiklerinden dağları, saçından ağaçları, beyninden bulutları, kafatasından cenneti ve kaşlarından ise insanların yaşadığı yeri, yani Midagard'ı yaratmıştır ve iki insana can vermiştir: "Ask" ve "Embla." Bizim Adem'le Havva gibi. Ayrıca Dwarf denen cüceleri de Odin'in Ymir'den yarattığı söylenir. (Ymir konusunda Asgard-Vanir Savaşı ve Jötunn detayları var ama onları anlatmaya gerek yok.)
Odin ayrıca insanoğlunun kullandığı "Runes" denen Runik Alfabe'yle de bağlantılıdır. Sırf 24 harfi öğrenmek için önceki notta anlattığım "Yggdrasil" denen Dünya Ağacı'nda 9 gece asılı kalmıştır. Sırf insanoğluna yazıyı öğretmek için bu çileye katlanmıştır. Elinde tuttuğu mızrağı da bu ağaçta 9 gün asılı kaldıktan sonra kurtulduğunda ağaçtan kopardığı bir daldan yapmıştır. Tek gözünün görmemesi de yine bilgelik uğrunadır. Kendisi Bilgelik Pınarı'ndan su içerek bilgeliğini arttırmak için bir gözünü feda etmiştir. Ayrıca "Poetry" denen "Şiirsellik" konusunda da insanlara çok hizmet etmiştir. Şiirsellik deyince aklınıza sadece edebiyat gelmesin. Güzel konuşmak, hikaye anlatabilmek, müzik yapabilmek vs. konuşmaya dayalı her türlü işi ve eylemi kapsayan bir kelime. İnsanlara şiirselliği kazandırabilmek için de çok cefa çekmiştir kendisi. (O yüzden arabada kadınları nasıl tavladığının sırrını Shadow'a "Cazibe." diye açıklar ve "Her şey gibi sonradan öğrenilebileceğini" söyler. Çünkü bunun için ağaçta asılı kalmış ve öğrenmiş ve öğretilebileceğini düşünüyor.)
Gelelim Einherjar'a. "Valkyrie" denen, kanatlı atlarla uçan melekler savaşta ölenleri Valhalla'ya götürür. Valhalla bir nevi cennettir. Cennet denemez ama onun gibi algılanabilir. Valhalla'nın hükümdarı Odin'dir. Valkyrie'lerin savaşta ölenlerden seçip, Valhalla'ya götürdüğü kahramanlara Einherjar denir. Savaşta ölenlerin bir kısmı da "Freyja" tarafından hükmedilen Folkvangr'a götürülür. Bunun şu an için konuyla pek ilgisi yok. Neyse Valhalla'ya getirilen ölülere "Mead" içirilir. (Dikkat ettiyseniz Mead önemli bir sembol. Shadow da içti. Çarşamba içirdi.) Valhalla'da toplanan Einherjar denen kahramanlar, krallar ve tanrılar Ragnarök'ten önce Odin'in hazırladığı bir ordudur. Ragnarök, İskandinav mitolojisinin çok önemli bir parçasıdır. Ragnarök, bizim tabirimizle mahşer günü, kıyamet günü gibi bir şeydir. Tanrıların öleceği, dünyanın yıkılacağı, kısacası - af buyurun- her şeyin amına konulacak savaştır. (Bence dizide bahsedilen eski tanrılarla yeni tanrıların savaşı Ragnarök'tür. Ama bence yani kesin bir şey değil.) Savaş Eski Edda'da şöyle anlatılmıştır: "Kimse kimseye merhamet etmeyecek. Kardeş kardeşe kıyacak ve kan her yeri kızıla boyayacak." Tanrılar ölecek, dünya suyun altında kalacak ve tekrar yükselerek yeni bir hayatın başlangıcı olacak. Olayı başlatanlardan biri de Loki'dir. İşte bu savaşta Heimdall, "Gjallar" isimli borusunu üfleyerek Odin'i, çocuklarını ve Valhalla'daki kahraman Einherjar'ları savaşa çağıracak. Dokuz dünyanın her yanından cüceler, elfler, tanrılar, devler ve cinler savaşın yapılacağı Vigrid isimli uçsuz bucaksız ovaya gelip, kapışacaklar.
Savaşla ilgili acayip detaylar vermek istemiyorum. Kim ölüyor, kim kalıyor, kim kimi düdüklüyor, kim hangi yaratığı öldürüyor vs. bir ton detay ve hikayesi var. Eğer dizi gerçekten tanrılar arası savaşla Ragnarök'ü kastediyorsa neler olacağını izleyip birlikte görelim. Ancak Neil Gaiman ve senaristler her şeyi yüzde yüz mitollojiye bağlamıyorlar. Hatta senaristler 4. bölümden sonra kitaptan uzaklaşılacağını söylüyorlar. Yani savaştan kasıt Ragnarök olmayabilir. Olaylar burada yazılanlar gibi cereyan etmeyebilir. Ama çok merak edenler internettte bir sürü detay bulabilirler. Sonuçta İskandinav'lar için çok önemli ve tüm dünyanın bildiği popüler bir olay. (Maya takvimi geldi aklıma :d 2012'de dünyanın sonu geliyordu ya Maya takvimine göre. hajhajhahajs gel de gülme.) Neyse. Benim naçizane iki tane kişisel yorumum var. Birincisi şu: İlk bölüm sonunda Shadow, Technical Boy'un linç ekibi tarafından bir ağaca asılmıştı. Bence Shadow orada öldü ve Valhalla'ya gitti. Hatta onu Valhalla'ya götüren Valkyrie meleği de rüyasına giren karısıydı. Valhalla dediğim de yine Amerika. Tabii Çarşamba'nın hükmünde. Diğer tanrılar da Valhalla'da. Çarşamba tek tek onları savaşa hazırlıyor. Tabii bu yorum biraz uçuk. Yani ben bile pek ihtimal vermiyorum. Keşke böyle olsa ama pek mümkün değil :(
İkinci yorumum ise Shadow, linç ekibi tarafından asıldığında gerçekten ölmedi. Çünkü ilmik kopmuş ve Shadow yere düşmüştü. Normal bir şekilde hayatına devam ediyor. Hala saf saf, ne olduğundan habersiz Çarşamba'nın "gölgesi" olarak takılıyor.
Savaşın sonunda Odin'e ne olduğunu, nereye geldiğini, kiminle ne yaşadığını yazmayacağım. Çünkü Çarşamba birebir Odin uyarlaması ise sonunu izleyerek öğrenmek daha iyi.
Yahu bir de sürekli dokuz dünya dedik. Midgard dedik, Asgard dedik. Neymiş bu dokuz dünya? Dünya ağacının birbirine bağladığı dokuz dünya:(1) Asgard, tanrıların semavi dünyası.(2) Alf-heim, güzel elflerin ve ruhların yaşadığı ışık alemi.(3) Nifl-heim, kuzeydeki soğuk ve karanlıklar alemi.(4) Jotun-heim, doğudaki devler alemi.(5) Midgard, orta dünya, insanlar alemi.(6) Vana-heim, batıdaki vaneler alemi.(7) Muspells-heim, güneydeki ateş alemi.(8) Svart-alfa-heim, yeraltındaki hilebaz elflerin karanlın alemi.(9) Hel-heim, evrenin en altındaki soğuk, ölüler alemi.
Türkçesi, burası İskandinav tanrılarının dünyası.
************ŞİMDİ DÜZELTME*******************
Bir önceki notta Loki'nin Odin'in oğlu olduğunu yazmışım. Kusura bakmayın ya. Ben de şimdi tekrar bakınca gördüm. Loki, Odin'in oğlu filan değildir. Hep Marvel serisiyüzünden oluyor bu hatalar. Orada gidip, Thor'la Loki'yi kardeş yapmışlar, Loki'yi Odin'in oğlu yapmışlar. Olacak şey mi mk? :@ Ah Avengers ah! Hep senin yüzünden.Neyse LOKİ, oDİN'İN OĞLU DEĞİLDİR. Karışıklık için özür dilerim. Loki, Odin'den tamamen bağımsız bir adamdır. Çakalın tekidir. Kan bağı filan yoktur. Onun dışındaLoki ile ilgili yazdıklarımda yanlış yok. Kesin bilgi.
***********DÜZELTME BİTTİ********************
2. bölümle ilgili birkaç metafor ve detay.
AÇILIŞ JENERİĞİNİN SONUNDAKİ SİMGE: Jenerik biterken en son görüntüde tüm mitolojilerin simgeleri alt alta sıralanmış bir şekilde görünüyor. Ancak en tepede ne var? "Totem Pole" denen bir Totem Direği var. Totem direği denen olgu hangi kültüre ait? Kızılderili'lere ait! Kızılderili'lere. Bir önceki notta gözlerinden ateş çıkan bufalo hakkında yazdıklarımı destekler nitelikte bir metafor. Tekrar burada yazmam çok vakit alacağından, bir önceki nottaki metaforlar kısmına bir göz atmanızı tavsiye ederim.
İKİNCİ BÖLÜMÜN ADI "KAŞIĞIN GİZEMİ": Secrets of The Spoon - Kaşığın Gizemi, Czernobog'un bölüm sonundaki dama oyunu esnasından söylediği şarkıdan geliyor. Şarkının sözlerini bulamadım. Çünkü bu bölüm için uydurulmuş, aslında varolmayan bir şarkı. Yani özel bir tarihi veya anlamı yok.
ÖRÜMCEK: Açılıştaki gemi sahnesinde sık sık gözümüze sokulan örümcek. Bir önceki notta Bay Nancy'nin veya Anansi'nin kim olduğunu yazmıştım. Kendisi örümcek şeklinde tasvir edilen bir Afrika tanrısı. İnsanları ağına düşürür. Yine düşürüp, gemiyi yaktırıyor. Kölelerden birinin "Sen olayların içinden zarar görmeden sıvışmayı bilirsin." demesinden anladığımız üzere, gemi yandığında sahilde sapasağlam bir örümcek görüyoruz ve bu da Bay Nancy'nin yanan gemide ölmediğinin ispatı. Örümcek olarak kaçtı kendisi. Ayrıca kölelerden biri "Seni göremesek de sesimi duyduğunu biliyorum." diyordu ve Bay Nancy'nin apansız ortaya çıkıyordu. Bence gemide gösterilen örümcek Bay Nancy'nin ta kendisi idi. İnsana dönüştü ve ortaya çıktı. "Biz görmesek de."
STRANGE FRUIT: Kanlı meyve diye çevirdiğim tamlama. Shadow, Çarşamba'yla konuşurken beni ağaca Strange Fucking Fruit gibi astılar diyor. Kanlı meyve olarak çevirdim. Çünkü bir şiir göndermesi. Şiir de şöyle:
southern trees bear strange fruit,blood on the leaves and blood at the root,black bodies swinging in the southern breeze,strange fruit hanging from the poplar trees.pastoral scene of the gallant south,the bulging eyes and the twisted mouth,scent of magnolias, sweet and fresh,then the sudden smell of burning flesh.here is fruit for the crows to pluck,for the rain to gather, for the wind to suck,for the sun to rot, for the trees to drop,here is a strange and bitter crop
Şiirde köleliğe ve çürümüş topluma bir gönderme var. "Güney'deki ağaçlarda tuhaf bir meyve yetişir. Yapraklarında ve kökünde kan vardır. Siyahiler asılmıştır, sallanırcesetleri rüzgarda." diye giden bir şiir. Şu an hepsini tercüme edemeyeceğim maalesef :(
KAFEDE ÇARŞAMBA'NIN KONUŞTUĞU ADAM: Shadow alış veriş yapmaya gittikten, Medya'yla televizyonda konuştuktan sonra Çarşamba'nın yanına geldiğinde, Çarşamba'nın konuştuğu adam gözlerinde ateş göstererek Shadow'un yanından geçip gitti. O kişi geçen notta bahsettiğim "Cin." Bizim cin işte. Üç harfli olan. İfrit. Gözlerinden ateş çıkması da bunun kanıtı. Kendisi her insan gibi topraktan değil ateşten yaratılmıştır.
ÇARŞAMBA'NIN ZORYA VE CZERNOBOG'A HEDİYELERİ: Hediyeler özel olarak büyük anlamlar ifade etmiyorlar. Ediyorlarsa da ben bilmiyorum. Ancak tahminim Çarşamba, tanrılarla konuşmaya gideceği için onlara bir nevi "adak" getirmiş.
ZORYA KARDEŞLER: Geçen notta üç kardeş olduklarını ve savaşta, savaşçılara koruyuculuk yaptıklarını söylemiştim. Aynı zamanda kıyamet köpeğinin de bekçileridirler. İlginç detay ise Çarşamba'nın birine vodka, birine kitap ve diğerine "dürbün" alması. Vodka ve kitabın önemini bilemiyorum ancak koruyucu görevdeki ve yıldızları izleyip fal bakan bu kardeşler için dürbün hediyesi almak biraz anlamlı geldi. Sonuçta hepsi birer yıldızla ilişkilendirilmişler ve bekçilik yapıyorlar. Dürbün hem bekçilik için kullanışlı hem de gökyüzüne bakmak için. Yani dizide bunu nasıl işleyeceklerini birlikte göreceğiz ancak dürbün hediyesi biraz manidar.
SHADOW'UN DUŞ ALDIĞI SAHNE: Uzun uzun Shadow'un duş almasını gösterdiler. Sırf adamın kaslı vücudunu göstermek için değildi. Shadow'un duş alması ve suya bolca sabun koyup köpürtmesi tesadüf değil. Bunun ne olduğunu açıklamayacağım ancak aklınızın bir köşesinde Shadow ve duş bağlantısı kalsın.
3. bölümde Anubis'in kim olduğun önceki notta yazmıştım. Duat diye bahsettiği yer ise, Mısır mitolojisinde yer altı dünyasıdır. İnanca göre gece boyunca Güneş, battığı yöne olan batıdan doğuya doğru Duat'ta yolculuk eder. Ayrıca Duat ölü ruhların Osiris tarafından yargıladığı yerdir. Bu yargılama Hakikat'i temsil eden bir tüy yardımıyla yapılır. Günahları nedeniyle ağır gelen ruhlar Ammit tarafından yenir.
Bölümün adı ise "Head Full Of Snow." Yani "Kafa dolusu kar, çok fazla kar vb. anlamlara geliyor. Ancak bir Rolling Stones şarkısı göndermesi olduğu için, ben de "Her Yerde Kar Var" diyerek çevirerek Nilüfer şarkısına gönderme yapmış oldum :)
Daha kapsamlı bir not olmadığı için kusura bakmayın. Bu bölümlük maalesef bu kadar :|
İyi seyirleremrhncmtwitter.com/mrhnvm
Misafir
şimdiBu yorum spoiler (ipucu, detay, vs) içermektedir.