The Lost Room

1960`lı yıllarda, Chicago ve Los Angeles arasındaki 66. karayolu üzerinde binlerce odası olan yüzlerce motel bulunuyordu. Bir gün Sunshine Motel`inde meydana gelen bilinmeyen bir olay, sıradan şeyleri merak uyandıran şeyler haline dönüştürdü. Sunshine Moteli`ndeki 10 numaralı odada bulunan bir çift makas, bir tarak ve buna benzer diğer nesneler, o gün sebebi açıklanamayacak bir şekilde benzersiz bazı özellikler kazandı. Onları sıradan nesneler olmaktan çıkarıp yok edilemez nesneler haline getiren özellikler…

Bu nesnelerden birine sahip olmak aynı zamanda onun güçlerine de sahip olmak demektir.

Bu nesneleri kullanmanın fiziksel, duygusal ve de psikolojik bazı bedelleri vardı. Bunlardan birini elinizde tutmanız bile sizi hedef haline getirebilirdi.

Dedektif Joe Miller`in Motel odasını öğrenmesi, vurulmuş ve ölmek üzere olan genç bir adamın ona bu nesnelerin en güçlüsü ve en çok tamah edilenini vermesiyle gerçekleşir: “Odanın Anahtarı”. Küçük kızının odada kaybolmasıyla birlikte Joe`nun hayatı alt üst olacaktır. Kızını kurtarmak için vereceği bu amansız savaşta, Joe`nun sahip olduğu tek umudu onun elinden almak için her yolu deneyecek olan karanlık güçler Joe`yu kendilerine hedef seçeceklerdir. Anahtar`a sahip olmak için.